‘Akşener ve partisi muhalefetin en zayıf halkası mı?’
Millet İttifakı’nın adaylık sürecinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığı gündeme gelirse UYGUN Partisi’nin tavrının ne olacağı tartışma konusu. 6’lı Tablo’nun ‘ortak mutabakat metninde’ Kürt meselesine yer verilmemesinde İyi Parti’nin tutumunun belirleyici rol oynadığı belirtiliyor. Kozmik yazar Yusuf Karadaş, geçen yıl Mayıs ayında “Esad’la el sıkışan ve göçmenleri evlerine göndermek için devletten görev isteyen” Akşener’in, Erdoğan’ın Kürtlere yönelik sınır ötesi operasyonu gündeme getirdiği her sefer takviye kuvvet verdiğine dikkat çekti. . Erdoğan’ın amacının “Akşener ile temasa geçerek deprem karşısında ‘milli birlik’ havası yaratmak ve böylece iktidarının sorumluluğunu örtmek” olduğunu yazdı.
Yusuf Karadaş “Akşener ve devlet aklı!” Yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Akşener de depremden sonraki ilk günlerde ‘Türk devleti büyük devlettir. Türk milleti büyük millettir’ gibi söylemlerle doğrudan iktidarı hedef almayan bir tavır sergiledi. Bu çöküşü reddediyorum. Bu çöküşü. tam da sistemli rant politikasının bir sonucudur.Akşener, yaşanan yıkımda doğrudan hükümetin sorumluluğuna işaret eden sert açıklamasının ardından “Erdoğan’la, sarayıyla ve rantıyla görüşmeyeceğim” sözleriyle de hükümeti eleştirmeye başladı. herhangi bir tabandaki çeteler”.
Akşener, geçtiğimiz günlerde katıldığı Fox TV yayınında deprem bölgelerine gerekli yardımın yapılamamasını ‘AFAD envanterindeki birçok maddeyi Suriye’ye’ göndererek anlatıyor. Gerçekle hiçbir ilgisi olmayan bu ırkçı yaklaşım bile bu aklın neden iktidara bu kadar faydalı olduğunu göstermeye yetiyor.
Aynı TV programında CHP’ye cumhurbaşkanı adayının belirlenmesine yönelik suçlamalar ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığını defalarca ‘noter görevi görmeyecekler’ şeklinde telaffuz etmesi sadece 6’lı tablodaki meseleleri gözler önüne sermiyor. İktidarın muhalefeti manipüle etmesi söz konusu olduğunda Akşener ve partisinin en zayıf halka olduğunu ortaya koymakta ve bu sayede halk arasında muhalefete karşı güvensizlik havasının yayılması için uygun bir zemin oluşturmaktadır.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, Akşener ve partisinin siyasi tutumu, temsil edilen ‘devlet aklı’nın ideolojik temellerinden bağımsız düşünülemez. Çünkü dayandığı ideolojik temeller, bu siyasi anlayışın tek adam yönetimine karşı demokratik bir gelecek inşa etme aralığını da ortaya koymaktadır.
Akşener’in temsil ettiği ‘devlet aklı’, iktidar bloğundaki muadili Bahçeli gibi Türkçülük ideolojisine dayanıyor. ‘Ebedi devlet’ (ebedi devlet) diyerek devleti merkeze koyan bu zihniyet için ‘millet’ (halk) devlete hizmet için vardır. Akşener’in ‘devleti koruma’ adı altında birçok konuda iktidardan yana tavır almasının nedeni de budur. Bu ideoloji, sınıf ayrımlarını örterek, işçilere ve işçilere, burjuva devletinin kendi devletleri olduğunu ve burjuva sınıfının çıkarlarının kendilerinin olduğunu öğütler. Bu nedenle Akşener ve ‘devlet aklı’ her kritik dönemde burjuva devletinin ve onun sınıfsal çıkarlarının koruyuculuğunu üstlenir.
Aslında Akşener’in en büyük akıl hocalarından birinin her fırsatta “saygı ve rahmetle” bahsettiği Türkçü faşizmin öncüsü Nihal Atsız olduğu düşünüldüğünde şaşılacak bir şey yok.” (HABER MERKEZİ)